Bir ev satın almak için bankanızdan mortgage kredisi kullanabilir ya da aylık ödemelerinizin büyük bölümünü yine bankanızın size tahsis ettiği kredi kartıyla yapabilirsiniz. Ancak teknoloji, bu temel bankacılık hizmetlerinin ötesinde, müşterilerin bankalarından sağladıkları faydayı en üst düzeye çıkarmak için giderek daha fazla seçenek ortaya çıkardı. Bu seçeneklerden biri de açık bankacılıktır. Açık bankacılık ile ‘Üçüncü Parti Sağlayıcı’lar (Third Party Provider veya TPP’ler) masraflardan tasarruf etmenize, daha kolay borç almanıza ve sorunsuz bir şekilde ödeme yapmanıza yardımcı olur.
Finansal hizmetler alanında, 2020’lerin en önemli dijital dönüşümlerinden biri açık bankacılık kavramı ile karşımıza çıkıyor. Açık bankacılık kavramı, 2016 yılında önce Birleşik Krallık’ta gündeme gelmiş, sonrasında ise Ülkemiz’de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (“BDDK”), Mart 2020’de yayımladığı yönetmelikle kanuni altyapısı hazırlanmıştır.
Açık bankacılıği detaylandırmadan önce ‘Üçüncü Parti Sağlayıcı’ (TPP) ifadesini açmak gerekirse bu ifade, açık bankacılık kapsamında kendine yer bulan yetkili bir online hizmet sağlayıcıdır. Bu hizmet sağlayıcılar, müşterilerin bankalarıyla kurdukları ilişki dışında bulunan ve gerçekleştirilen işlemlere aracılık eden sistemleri ifade etmektedirler. Örneğin bu hizmet sağlayıcıları kullanarak kredi veya banka kartı ayrıntılarına gerek kalmadan online ödemeler yapmanız mümkündür. Yani bunlar müşteri adına ödeme işlemi başlatabilen ve müşterinin onayıyla doğrudan müşteri hesabından para çekebilen hizmet sağlayıcılardır. Müşterinin birden fazla hesabı varsa, paranın hangi hesaptan düşüleceği yine müşteri tarafından seçilir.
Açık Bankacılık Nedir?
Açık bankacılık, en basit olarak müşterilerin bankalarda bulunan özel finansal verilerinin, müşterilerin izni ile üçüncü kişiler yani TPP’ler ile paylaşılması anlamına gelen bir modeldir. Bu model sayesinde müşterilere ait olan ve bugün için bankaların bile kendi aralarında paylaşmadıkları finansal veriler, artık bankalara özel olmaktan çıkmakta ve müşterinin talep ve rızası ile ortak bir platforma konulmaktadır. Veriler bu platform üzerinden finansal teknoloji şirketlerinin (fintech) erişimine açılmaktadır. Açık bankacılık modelinde, aylık yapılan kredi kartı harcamalarından tutun, yatırım hesaplarındaki birikim alışkanlıklarına kadar tüm finansal veriler, tüm banka ve finansal teknoloji şirketleri ile veri analizi amaçlı paylaşılır.
Açık Bankacılıkta Tüm Taraflar İçin Avantajlar Nelerdir?
Açık bankacılık çalışmaları bir tarafta müşteriler diğer tarafta da bankalar ve TPP’ler için büyük önem arz etmektedir. Çünkü öncelikle bu yolla tüketiciler daha kişiselleşmiş ürün ve hizmetlere erişecek, paralarını yönetmek, borç almak ve ödeme yapmak için daha fazla seçeneğe sahip olacaklardır. Ayrıca müşterilerin özel finansal verilerinin doğru analiz edilmesi ve bu analizlerden elde edilen sonuçların müşteri ile paylaşılması en uygun teklif ve ürünleri ortaya çıkartacaktır. Örneğin, müşterilere özel indirimler sağlanması veya müşterinin mevcut harcama alışkanlığına karşılık müşteriye özel teklifler sunulması söz konusu olacaktır. Öte yandan bankalar ve TPP’ler tarafında ise müşteri memnuniyetindeki artış, müşteri sadakatinin de artışına neden olacak bu da beklenen kâr rakamlarını yükseltecektir.
Endişeler:
Gizlilik sorunları
Açık bankacılık, veri paylaşımına dayanır ancak bilgilerinizi gizli tutmayı tercih edebilirsiniz. TPP’lerin ve bankaların gizli bilgileri korumak ve tüketicileri karşılaştıkları yeni riskler konusunda eğitmek için adımlar atması gerekecektir.
Bilgi paylaşımı
Açık bankacılık girişimleri genellikle finans kuruluşlarının verilerinizi ne zaman ve hangi şartlar altında paylaşabileceğini belirler. İlk çıkış noktası olması sebebiyle İngiltere’den örnek vermek gerekirse bu ülkede açık bankacılığın bileşenleri olan banka ve TPP’lere, müşterilerden bilgi paylaşımı noktasında onay alma zorunluluğu getirilmiştir. Bu zorunluluğun olmadığı bir durumda ise müşterilerin finansal verileri istenmeyen tarafların eline geçebilir. Bu da bankalar açısından güven kaybına neden olur ki güven bir finans kurumu için varoluş kaynağıdır.
Tek bir arayüz
Açık bankacılık modeli sayesinde hem bankalar hem de finansal teknoloji şirketleri müşterilerin ihtiyaçlarına göre özel ürünler ve arayüzler gerçekleştirebilir. Bu yolla müşterilerin tüm hesaplarına ve finans verilerine tek bir arayüzden ulaşmasına olanak sağlayacak sistemler tasarlayabilirler. Diğer bir deyişle, müşteriler artık tüm bankacılık işlemlerini veya yatırımlarını tek bir uygulama veya internet sitesi aracılığıyla yönetebilir. Açık bankacılığın taşıdığı bu potansiyel hem bir avantajdır hem de endişe uyandırmaktadır. Avantajı müşteri tarafındaki kullanım kolaylığı ve her ürün ve fiyata tek arayüzle erişebilmektir. Fakat bu arayüzü hayata geçirecek servis sağlayıcı tekel haline gelebileceği için işlem masraflarında cimri davranmayabilir ve rekabetçi ortam ortadan kalktığında müşterilere sunacağı ürünlerde her zaman müşteri tarafını gözetmeyebilir.
Dijital bankacılık hizmetleri arasında Türk bankaları dünyada önemli bir yere sahiptir. Bankalarımız, açık bankacılık kavramının hayata geçmesi sürecinde de yine alışılmışın dışında bir kullanıcı deneyimi sunacaklar ve kullanıcı dostu uygulamalar ile tüketicinin karşısına çıkacaklardır.