Web3.0, web 2.0 dan ayıran en belirgin farkının merkezi’yetsizlik olduğunu söyleyebiliriz. Son kullanıcının belirli kaynakların oluşturduğu içerikleri görüp, okuyabildiği ilk dönem web’inin ardından tüm kullanıcıların içerik üretip, merkezi altyapılar üzerinden kendi aralarında etkileşime geçebildiği web2 yani şu anda kullandığımız web formu hayatımıza girdi.
Web3, içinde bulunduğumuz web2’nin dışında bambaşka bir dünya olmayacak. Yani spesifik bir uygulama üzerinden giriş yaptığımız ve artık oralı olduğumuz bir dünya olmayacak. Web2’yi kullanırken günden güne web3’leştirmemiz neticesinde bir süre sonra artık web3 kullanıcısıyız diyebileceğiz. Bu geçiş esnasında web2 dünyasında sahip olduğumuz kimlik, ürün ve temel yeteneklerin web3’e de aktarılabilir olması, değişimin kolaylaşması, kabul edilebilirlik ve hızlı geçiş için önem arz ediyor.
Her ne kadar web3 kendi sanat, kültür, sosyal anlayışını, kendi mesleklerini, kendi para birimlerini, para anlayışını… Kısacası tüm başlıklarda kendi araçlarını ve normlarını ortaya çıkaracak bir evren olsa da neticede gerçek dünyada yaşayan varlıklar olarak bir şekilde her zaman reelden merkeziyetsiz webe geçiş araçları kullanmak zorunda olacağız.
Örneğin bugün web3’ten bir parça olan merkeziyetsiz bir kripto para birimine erişmek için sıradışı yollara başvurmadıkça paramızı merkezi bir finans kuruluşu üzerinden geçirmek zorundayız. Merkeziyetsiz kaynağa ulaşırken merkezi bir kaynak üzerinden ulaşmak demek, her iki dünyadaki kimliğinizin eşleştirilmesi ve ifşa olmanız anlamına geliyor. Mina Protocol, sunduğu zeroknowledge-proof(ZKP) altyapısı ile merkezi finans sistemi ve merkeziyetsiz evren arasında bilgi ifşası olmayan bir köprü olabilecek. Ya da örneğin merkeziyetsiz denen bir NFT sanat eserinin sahipliğini almak için direkt merkezi kaynak kullanılmasa da o eseri sergilemek için yine merkezi sunucular kullanıyoruz. Bu noktada Filecoin, web3 için merkeziyetsiz depolama imkanı sunabilecek…
Mina, Filecoin vb. protokollerin çoğalması ile günden güne web3’e taşınacağız.